7 Temmuz 2015 Salı

Camino de Santiago Hayatınızı Nasıl Değiştirir

El Camino de Santiago insanın hayatına nasıl katkı sağlar
Geçtiğimiz günlerde bana Camino sayesinde hayatı değişen bir insan olup olmadığına dair bir soru geldi. Ben de bununla alakalı çok fazla örnek bulunduğundan bahsettim. Bu örneklerden bir tanesi dün karşıma çıktı ve sizlerle paylaşmak istedim. İçinde mucize barındırmayan, oldukça basit bir örnek. Orta yaşlarına yaklaşan bir erkeğin hayatında, Camino de Santiago'nun ne gibi değişikliklere sebep olabileceğini anlatan bir anı.

Camino Hayatımı Nasıl Etkiledi?


Hayatım boyunca yapmaktan hiç hoşlanmadığım işlerde çalışmıştım. Ben de bunun üzerine işimden istifa edip yeniden üniversiteye girmeye karar verdim. Peki ya ne üzerine okuyacaktım? Belki de ne kadar sevmesem de, finans üzerine diploma alırsam, şimdi kadandığımdan daha fazla kazanabilirdim.

Birkaç üniversite araştırdım ve yaşlı öğrencilere yardımcı olan bir danışman ile tanıştım. Kararımı değiştirmeme yardım edecek soruyu sordu. "Gerçekten okumak istediğin bir bölüm olsaydı, bu ne olurdu?"

Cevabım belliydi. İngiliz dili ve edebiyatı. Ertesi gün bir anda kayıt yaptırmıştım ve bir sonraki hafta da başvurum onaylanmıştı.

Üniversiteye yeni başladığım zamanlardı. Yurtta kalıyordum ve üniversiteye yeni başlamış, benim yaşlarımda bir arkadaş gelmişti yanıma...

Camino de Santiago Yolu

El Camino de Santiago ile Tanışma


Bana yeni tamamladığı uzun mesafe yürüyüşünden bahsetmesi ile Camino de Santiago'yu öğrenmiş oldum. Anlattığı seyahat gerçekten çılgıncaydı. Hollanda'dan Santiago de Compostela'ya kadar yürümüştü! Sürekli devam ettiğinden, tanıştığı insanlardan, sahip olduğu özgürlükten ve iyilikle dolmasından bahsediyordu. Ama beni en çok etkileyen kısmı yaz tatili yapmak için gerçekten ucuz bir seyahat olmasıydı. Durumum çok da iyi değildi ve Önümde koca bir yaz vardı. Çalışmak istemiyordum ve bu seyahat benim ilgimi çekmişti. Ancak yürüdüğüm sırada nefret edebilirdim ya da benim sadece büyük bir zorluk olabilirdi. Sonradan bu yolun üstesinden gelebileceğimi fark ettim.

Oda arkadaşım eşyalarını bana ödünç vermişti. Ben de kendime bir uyku tulumu aldım ve tüm malzemelerim artık hazırdı. Uçak biletimi aldım, tren rezervasyonumu yaptırdım. Paris'ten Bayonne'a geçecek, oradan da St Jean Pied de Port'a gidecektim. Eğer yolda vazgeçecek olursam diye aklımda hep İspanya'da başka bir yere gidip orada tatilimi geçirmek vardı.

Ve Yolculuk Başlar...


Camino'yu bitirmek size ne gibi katkı sağlar
Havalimanında tartıldığında sırt çantam 15 kilo gelmişti. Yanımda yol boyunca okuyabileceğim birkaç kitap almıştım. Ancak okumadıklarımı sonradan Pamplona'da başkalarına verdim. Oraya kadar bile taşımam hataydı.

St Jean'daki hac ofisinde bana hac pasaportumu verdiler. Ayrıca yol boyunca kalabileceğim hostellerin listesini de almıştım. Yanımda İtalya'dan gelen bir grup vardı ve Orisson için rezervasyon yapıyorlardı (yol boyunca kalmak için rezervasyon yapılması gereken ender yerlerden biri). Bana da rezervasyon yaptırmak isteyip istemediğimi sordular. Neden olmasın dedim ve onlarla birlikle yola çıktım...

St Jean Pied de Port'tan Pamplona'ya kadar bu İtalyan grup ve Almanya'da yaşayan bir İrlandalı aile ile beraber yürüdüm. Benim için oldukça farklıydı. Bir grubun parçası olmak asla heves etmediğim bir konuydu.

Hayal ettiğim gibi vahşi hayatta yalnız başına yürümek yoktu burada. Genellikle etrafta insanlar vardı. Bazı zamanlar tek başıma ilerledim, bazen de başkalarıyla.

Yolu bitirme isteğim gün geçtikçe artıyordu. Günde ortalama 25-30 km yürüyordum ve en sonunda çantamda gereksiz ağırlık yapan yüklerden kurtulmayı öğrenmiştim. Ayaklarım gerçekten kötü durumdaydı ve en sonunda Pamplona'ya geldiğimde eski ve ucuz ayakkabılarımdan kurtulup güzel bir yürüyüş ayakkabısı aldım. Ancak olan olmuştu, ayaklarımın altındaki sertleşen deriyi her gün tedavi etmek zorunda kalıyordum. Ne yaparsam yapayım yürümeye başladıktan bir süre sonra yine acımaya başlıyordu. Ne tatil ama?

Birkaç günü araba ile atlamıştım ve sonradan buna pişman oldum. Ancak ertesi sene tekrar dönüp baştan tüm yolu tekrar yürüdüm. Hatta bir ara ambulans ile hastaneye kaldırıldım ama taksi ile kaldığım yere dönüp tekrar devam ettim. Belimde çıkan iki ayrı yerdeki fıtık bile beni vazgeçirememişti.

Anna ile nasıl tanıştım?

 

Birini anlatmam gerekiyor, umarım bana bunun için kızmaz. Itero del Castillo'ya varmadan hemen önce, Hospital de San Nicholas diye bir yerde kalıyordum. Herkesin buluştuğu bir akşam yemeği sırasında karşıma oturmuştu. Sofradaki herkese ne yaptığını ve neden yürüdüğünü sormuştum ama onu en sona saklamıştım. Onunla tanışmak için çok hevesli olduğumu göstermek istemiyordum. En sonunda sıra ona gelmişti ve belki de tarihteki en kötü muhabbet açma sorusunu sormuştum: "Eee, senin neye moralin bozuk?" Sonradan bana söylediği kadarıyla, yol boyunca tanıştığı en huysuz hacı bendim. 10 yıl geçmesine rağmen hala daha beraberiz. Anna ile tanışmam böyle olmuştu...

Yeni Hayaller, Yeni Hayat

 

O ana kadar her zaman için yarım yamalak yazan bir yazar olmuştum. Yarım yazılmış kitaplarım ve bitirmediğim müthiş romanlarım vardı. Hatta çöpe attıklarımı bile biliyorum. Ertesi sabah uyandığımda bir karar vermiştim. Bir internet sitesi oluşturmayı öğrenecektim. Hem öğrenci olmak insana gerçekten çok fazla zaman da sağlıyordu.

Tabiki yeni sitemin konusu Camino üzerine olacaktı. En başta her şey rezaletti. Grafik üzerine hiçbir yeteneğim yoktu. Ayrıca Camino üzerine bir forum sayfam da vardı. Böylelikle her günün benim için Camino ile dolu dolu geçtiğini hissediyordum.

Fark etmiştim ki, bir site sahibi olmak birilerinin ziyaret edeceği anlamına gelmiyor. Belki ailem veya arkadaşlarım girecekti... Rekabetçi yapım o Sırada ortaya çıktı ve ben de pazarlamayı öğrenmeye başladım. Yeni kariyerim bunun üzerine olmuştu. Şu anda bu konu üzerine küçük bir şirketim var. Öğretmen olmaya yeterli kabiliyetim belki yoktu ama, bu üniversiteden sonra başka ne olabilirdim ki? Şu anda oturmuş bu dizeleri yazıyorum.

Camino boyunca ne mi öğrendim?



  • Acı çektiğim için yaşadığımı hatırladım.
  • İnandığımdan daha fazlasını yapabileceğimi anladım.
  • İnsanlarla iyi geçinmeyi öğrendim.
  • Bazı grupların parçası olmanın hoşuma gittiğini gördüm.
  • Bazı tip insanlarla ise asla geçinemeyeceğimi gördüm.
  • Bu tipleri görüp kendimi geliştirmeyi öğrendim.
  • İnsanların umursadığını anladım.
  • Ağlamanın normal bir şey olduğunu gördüm.
  • Paylaşmanın da güzel bir şey olduğunu...
  • Ve son olarak da, düşündüğümden daha azı ile yetinebileceğimi anladım.
 
Buen Camino 

Not: Hikayedeki kişi ben değilim.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder