28 Haziran 2015 Pazar

2015 Temmuz-Ağustos Seyahati

Şimdiye kadar Avrupa'da çok farklı şehirlere, en ufak köylere, otantik kasabalara gittim. Bunu gerçekten keyif alarak yapıyorum. Özellikle Google Maps'ten rastgele bir nokta seçip, orası hakkında araştırmalar yapıp gitmek en çok hoşuma giden seyahat şekli.

Geçmişte yaptığım üç Avrupa seyahatimi anlattığım "Hangi Şehirleri Gördüm" yazısının ardından, şimdi sıra geldi 13 Temmuz'da başlayacağım 4. seyahate... Yıllardır hayalini kurduğum ve neredeyse son bir yılımı araştırarak geçirdiğim hayalime kavuşuyorum: "El Camino de Santiago".

Yolculuk rotam
Seyahatim Madrid'e uçarak başlayacak. Ardından ilk durağım olan Saint Jean Pied de Port'a otobüs ile, Pamplona'dan aktarma yaparak gideceğim. Sonrası ise hiç belli değil. Santiago de Compostela'ya kadar, 29-31 gün arasında tam 800 km yol yürüyeceğim. Sadece hangi gün nerede olacağımı üç aşağı beş yukarı biliyorum. Ama yol ne gösterir belli olmaz. Hedefim günde minimum 25-30 kilometre arasında yürümek. Tabi bu bazı günler 30 km'den fazla ilerlemek zorunda kalacağım. Ayrıca sırtımda yaklaşık olarak 8-9 kiloluk bir backpack olacak.

"İyi seyyah, nereye gittiğini bilmeyendir; mükemmel seyyah, nereden geldiğini bilmeyendir."


Fisterra Burnu
Hayatımda bir seyyah olmaya ilk kez bu kadar yaklaşacağım. Çok fazla insanla tanışmaya da, yalnız olup düşüncelere boğulmaya da vaktim var. Hayatımdaki en büyük hedefi gerçekleştireceğim ve yolu bitirdiğimde de 'sertifikalı hacı' olacağım.

Eğer vaktim kalırsa, eskiden Dünya'nın bittiğine inanılan yere gideceğim. Avrupa'nın en Batı noktalarından biri olan bu burun, şekli nedeniyle gerçekten de daha ilerisi yokmuş izlenimini veriyor. Fisterra, Finisterra, Fisterre gibi farklı isimleri olan bu yer, eskiden paganların gelip kıyafetlerini yakarak yeni bir hayata atıldıkları yer olarak biliniyor.

Islas Cies
Sonrasında ise, okyanusun ortasındaki ıssız olmayan ancak medeniyetten hayli uzak bir adada çadır kuracağım. Islas Cies öyle muazzam bir yer ki, bir yanda plajı en güzel plajlar listelerinde hep en üst sıralarda yer alıyor, diğer yanda adada çadır dışında konaklama seçeneği bulunmuyor ve elektrik yok. Hatta çöpünüzü bile ana karaya geri götürmeniz gerek!

Yolculuğumun en son kısmında ise, hayatımda gördüğüm en güzel şehirlerden biri olan Amsterdam'a bir ziyaret daha gerçekleştireceğim. Hem Avrupa'da çeşitli ülkelerde yaşayan arkadaşlarım yanıma gelecekler, hem de şehirde daha önceden tanıştığım kişilerle hasret gidereceğim.

Buen Camino

26 Haziran 2015 Cuma

Camino İçin Gereken Motivasyon Nasıl Sağlanır

Camino de Santiago için gereken motivasyon
Kolay değil, yağmur, kar, güneş demeden belki de bir ay boyunca yürüdüğünüz mesafeyi bir günde yürümeniz gerekiyor. Hadi bir gün boyunca yürüdünüz. Aynı tempoyu bir ay boyunca sürdürmeniz gerekiyor. Ancak gözünüz korkmasın. Ben de dahil olmak üzere, aramızdaki hiç kimse günde 25-30 km yürümüyordur.

Belki de bu sebeple ülkemizde çok az kişi El Camino'yu tamamlamak için yola çıkıyor. Ancak merak etmeyin, yol boyunca belki yanınızda Türkler olmayacak ama yalnız da olmayacaksınız. Çok farklı rotalardan geçen Camino de Santiago, kimi rotasında kalabalık, kiminde çok az kişiyi ağırlıyor. Yılda ortalama 200000 kişi Compostela adı verilen sertifikayı almaya hak kazanıyor. İşin en umut verici kısmı ise, bu insanların çoğu normalde hiç yürümemiş insanlar.

60 yaşını geçmiş ve Camino'yu yürümek için gelen o kadar çok peregrino var ki... Bu işin yaşı veya kondisyonu yok. 80-90 yaşındaki insanlar bile yürüyebiliyorsa neden siz yapamayasınız? Tek ihtiyacınız olan, belki de şimdiye kadar kendinize söyleyemediğiniz bir cümleyi söylemek.

Hadi Deyip Gitmek

 

Sadece bir "hadi" demek hayatınızı değiştirecek. Tüm stresi, mücadeleyi, koşuşturmayı, sorumlulukları arkanızda bırakıp kendinizi yenilemek için eşsiz bir fırsat bu.

Üniversiteyi yeni bitirmiş, Camino de Santiago'yu bitirmek için işinden ayrılmış, kendisine gelen iş tekliflerini reddetmiş, hayatı boyunca gerçek anlamda yürümemiş bir örnek var karşınızda. Hayaller mi, kariyer mi sorusunu kendine sorduğu anda deneyimlemek, yapmak, görmek, yaşamak istediği şeyler için kariyerinden vazgeçen standart bir insanım. Diyeceksiniz ki koca yol nasıl bitecek? Belki de siz bu yazıyı okurken, standart bir insanın 800 km yürüyebileceğini kanıtlıyor olacağım. Size bunu anlatıyorum çünkü, elinizdekilerden vazgeçmeniz aslında çok kolay. Bir kere "hadi" demenizden sonra emin olun önünüzde hiçbir engel yok.

Her insanın Camino'yu yürürken bir amacı vardır
Belki de işin en önemli noktası hayallerinizi canlı tutmak. Bir amaç belirlemeniz bunun için yeterli. Yeni bir hayata başlamak istiyorum, tüm kötülüklerimden arınmak, beyaz bir sayfa açmak istiyorum, birini unutmak, fazla kilolarımı vermek, zararlı alışkanlıklarımdan, kötü bir anımdan kurtulmak istiyorum diyebilirsiniz. Camino'yu bitirdiğinizde bu yolun mucizeleri sayesinde dilekleriniz gerçekleşecektir.

Benim de kendime göre hedeflerim var. Her şeyi ardımda bırakıp gitmemin sebebi, çok zorlu bir hedefi başarıyla tamamladığım zaman gelecekte yaşayacağım zorluklar sırasında "Sen Camino'yu yürüdün, bu ne ki?" diyebilmek. Kişisel gelişim diyebiliriz benim sebebime.

Amacınız Doğrultusunda Hareket Edin


Camino'yu yürümeye karar verdikten sonra amacınız doğrultusunda hareket edin. Eğer yeni yerler görmek için gidiyorsanız sürekli olarak yol ile alakalı manzaraların fotoğraflarına bakın. Kendinizin de orada olacağınızı, fotoğraftaki manzaraları göreceğinizi düşünün.

Camino de Santiago boyunca görülebilecek manzaralar
Eğer yeni bir hayata başlamak istiyorsanız, yanınıza alacağınız 'taşa' ve bu taşın neyi ifade edeceğine hemen karar verin. Cruz de Ferro'ya taşınızı bıraktığınızda elde edeceğiniz rahatlığı ve arınmışlığı hayal edin.

Benim de umutsuzluğa kapıldığım zamanlar oldu. Yolun bir kısmını atlayıp sonrasında devam etmek gibi bir düşünceye kapıldım. Az daha tüm hayallerimi yıkmak üzereydim. Bu anda bana kendimi nasıl yol için motive edebileceğimi öğreten insanlarla tanışmam ise büyük bir şans oldu. Doğru kişilerden aldığım öneriler sayesinde büyük bir yanlıştan son anda vazgeçtim.

Yeniliğe Açılan Bir Yolculuk

 

Her attığınız adımda kaderinizi baştan yazacak, yeni özellikler edineceksiniz. Ruhunuzdaki eksik parça tamamlanacak. Yeni yerler görecek, yeni insanlarla tanışacak, çok farklı hikayeler dinleyeceksiniz. Belki de bir daha göremeyeceğiniz insanlarla hayatınızı paylaşacaksınız. Ama hepsinden de önemlisi, iç sesinizi dinlemek, düşünmek, kendi kararlarınızı almak için yeterli vakti bulacaksınız...

Bunların hepsi bir yolda nasıl olabilir ki? Bu yolun çok ayrı bir ruhu, atmosferi ve yaşanmış mucizeleri var. Yüzlerce yıldır iyilik ile dolmuş milyonlarca peregrino, yolu sanki ruhları ile kutsamışlar. Bu mucizevi yola adım atmak içinse, inanmanız ve hadi demeniz yeterli...

Buen Camino



23 Haziran 2015 Salı

Camino'da Kilo Vermek

Fazladan kilolarınızdan kurtulmak için Camino
Belki de bu sözleri kendinize çok verdiniz: "Önümüzdeki Pazartesi diyete başlıyorum, bu yaz fit olacağım, gelecek sene spora yazılıyorum." gibi... Hazır Ramazan ayının içindeyken bu ayı kilo vermek için fırsat olarak görenler de vardır.

Fazladan sahip olduğunuz o 5 kiloyu nasıl vereceğinizi anlatmak istiyorum. Hatta ekliyorum, üzerine fazladan 5 kilo da benden olsun. Ve bu sürede ne diyet yapacaksınız, ne de yediklerinize dikkat edeceksiniz. Hatta normal zamanda yediğinizden daha fazla yemenize bile müsade var.

Camino de Santiago'nun amaçlarından bazı yazılarımda sizlere bahsetmiştim. Herkesin kendine göre hedefi, gayesi, amacı var. Bu sizin için belki de fazla kilolarınızdan kurtulmak olabilir. İşte size fırsat. Sadece 30 gün içinde 10 kilo verme fırsatı ayağınıza geldi. Yapmanız gereken tek şey ise Camino'yu bitirmek.

Güncelleme: Camino'da hayatım boyunca yemediğim kadar yemek yedim, yine de beş kilo verdim.

Camino'yu bitirmek derken Sarria'dan başlayıp Compostela'ya kadar 100 km gitmekten bahsetmiyorum. Saint Jean Pied de Port yolları sizi bekliyor. 30 gün içerisinde yapmanız gereken tek şey 800 km yürümek. Haliyle bu kadar kiloyu nasıl vereceğinizi de şimdi anlamışsınızdır.

Kilo vermenin yanında işin bir de sıkılaşıp kas dokunuzu arttırma kısmı var. Bedeniniz sürekli olarak çalışacağı için özellikle bacaklarınızdaki kas oranı inanılmaz seviyede artacaktır. Bunun yanında omuzlarınız, kollarınız ve karnınız da daha sıkı bir görünüme kavuşacak. Kalça ve bacaklarınızdaki yağlar eriyecek, daha fit bir şekle kavuşacaksınız.

Camino sayesinde kilo vermek
Dikkat etmeniz gereken tek şey ise sıvı kaybı. Vücudunuz yürürken terlemeden dolayı kaybettiği su ve tuzu sizden geri almanızı isteyecektir. Çok fazla sıvı tüketmeniz sağlığınız açısından inanılmaz önemli.

Yediklerinize fazla dikkat etmenize gerek yok. Vücudunuzun ihtiyacı olduğundan kaybettiğiniz kalorileri alırken hiç çekinmeyin. Ne kadar yerseniz yiyin, yürüyüşünüz sırasında yediğinizden daha fazla kalori kaybedeceksiniz.

Peki ya Camino ne mi? Cevabını "Camino de Santiago Nedir" yazısında bulabilirsiniz.

Not: Ne diyetisyenim, ne de hayatım boyunca diyet yaptım. Bu bilgileri daha önce bu yolu yürüyüp de aşırı kilo vermiş kişilerden yola çıkarak verdim. Neredeyse El Camino'yu yapan herkesin kilo verme gibi bir durumu var. Yine de konu ile alakalı uzmanlara danışmanızda her zaman daha fazla fayda var.

22 Haziran 2015 Pazartesi

İspanya'dan Turistik Schengen Nasıl Alınır

İspanya'dan Schengen vizesi nasıl alınır?
Bir vize süreci daha sona erdi ve tüm bilgilerim taze iken size VFS Global'den öğrenci olarak İspanya'ya turistik vize nasıl alınır bunu anlatacağım.

Unutmayın ki vize veren görevlileri Türkiye'ye geri döneceğinize ikna etmeniz gerekiyor. "Benim bu kadar param var, ülkenize gelip tatil yapmak istiyorum, beni buraya bağlayacak sebeplerim var, okulum devam ediyor, ailem burada, dönüş biletimi de aldım zaten, ülkeme geri döneceğim." diyebileceğiniz kadar kanıtınız varsa vizenizi rahatlıkla alabilirsiniz.

İlk işlem VFS Global'in internet sitesinden randevu almak. Bunun için geçerli bir pasaportunuzun bulunması gerekiyor. Bunun için, pasaport nasıl alınır yazısını okuyabilirsiniz. Siteye girin ve aşağıdaki resimdeki adımları izleyerek kendinize uygun bir tarihe randevu alın.

VFS'den randevu alma süreci. Kabul ediyorum,
biraz paint terk oldu.
Resmi büyütmek için üstüne tıklayın.
Randevu alırken son aşamada sizden kişisel bilgilerinizi vermenizi istiyor. Bu aşamada sorun yaşayanlar için; pasaport numaranızı yazarken harf ve rakamların birleşik halde olması gerekiyor. Doğum tarihinizin arasında 'taksim' (/) işaretinin olması lazım. İsminizdeki Türkçe karakterleri sistem kabul etmiyor, ülke kodu 0090, zorunlu olarak göstermese de sabit telefon kutusunu da doldurmanız lazım. Yoksa sonraki aşamaya geçemiyorsunuz.

Randevu tarihinizde belgeleriniz tam olacak şekilde seçtiğiniz VFS ofisine gidin. Ben İstanbul Harbiye'deki ofisi tercih ettim. Daha önce de buradan aldığım vizeler oldu. Ancak sistem biraz değişmiş. 


Götürdüğüm belgelerin tam listesi: 
  • Nüfus cüzdanı fotokopisi, önlü arkalı.
    Vize için hazırladığım evraklar
  • Varsa eski pasaportların ve yeni pasaportun aslı. 
  • Eski pasaportların giriş sayfalarının ve alınmış vizelerin fotokopisi.
  • Yeni pasaportun giriş sayfası ve boş bir sayfasının fotokopisi.
  • Öğrenci belgesi.
  • Biyometrik fotoğraf.
  • 30000 Euro teminatlı, seyahat süresince geçerli olacak seyahat sigortası. Üzerinde banka görevlisinin imzası ve kaşe var mı diye kontrol edin. Sırf bu yüzden tekrar belge götürmek durumunda kaldım. 
  • Hangi gün hangi şehirde olacağınıza dair dilekçe. Örneğine buradan ulaşabilirsiniz.
  • Sponsorun tüm masraflarınızı karşılayacağına ait dilekçesi. Örneğine buradan ulaşabilirsiniz.
  • Türkiye'deki istediğiniz nüfus müdürlüğünden alabileceğiniz vukuatlı nüfus kayıt örneği. Ya da sponsorun kimlik fotokopisi. Başvurum sırasında sponsor kimliğinin fotokopisinin bulunmadığını söylediler ancak vukuatlı nüfus kayıt örneğini görünce tamam dediler.
  • Son üç aya ait banka hesabının dökümü. Güncel olması gerekiyor.
  • Tüm uçak biletlerinin ya da rezervasyonlarının çıktıları.
  • Her gece için kalınacak otel, hostel rezervasyonları. Sadece İspanya değil, gidilecek tüm ülkelerin rezervasyonları lazım. Geri dönüp internet cafede yeniden rezervasyon yaptırmak zorunda kaldım. Daha önce de İspanya vizem vardı ama böyle bir durumla karşılaşmamıştım.
  • Sponsorun üzerine olan tapu, ruhsat, hisse senedi gibi belgelerin fotokopileri. Hepsine gerek yok, olanları getirmeniz yeterli.
  • Sponsor emekli ise, e-devletten çıkartılabilecek emekli aylık bilgisi.
  • Sponsorun son üç aylık banka hesap dökümü. Güncel olması gerekiyor.
  • 224 Lira vize ücreti.
Bir de fazladan götürdüğüm ve bana geri verilen bazı belgeler var. Bunları götürmenize gerek yok.
  • İmza sirküleri. 
  • Adli sicil kaydı. 
Belgelerinizi verdikten sonra aynı sıra numaranız ile hemen yan taraftaki vezneden para yatırıyorsunuz. Her şey dahil 224 Lira ödedim. Paranızı ödedikten sonra parmak izi vermek için yine aynı sıra numaranızla beklemeye başlıyorsunuz.

İspanyol vizesi
Öğrendiğim kadarıyla 25 Eylül 2014'ten itibaren İspanya'ya vize başvurusunda bulunacak herkes tekrardan parmak izi vermek zorunda ve bu parmak izini yaklaşık her 5 yılda bir tekrar güncellemek durumunda.

Vize başvurunuzu yaptıktan sonra artık beklemeye başlıyorsunuz. Yine VFS'nin internet sitesinden, size verilen fişin üzerindeki numarayı yazarak başvurunuzun ne durumda olduğunu görebilirsiniz. Vizenin çıkma süresi ise değişiklik göstermekte.

Eğer yok efendim, benim işim acil, sıra beklemek istemiyorum derseniz bunun için de ayrı bir hizmet var. Fazladan 50 Euro (yanlış olabilir) veren herkes VIP odada vize başvurusunu yapabiliyor.

Sonuç mu? Vize almanın inanılmaz mutluluğu...

İspanya Schengen'i İçin Vize Dilekçesi Örneği

İspanya'dan Schengen vizesi alırken kullanabileceğiniz vize dilekçesi örneği aşağıdaki gibidir:



İspanya Konsolosluğu Vize Bölümü’ne

                                                                           Tarih

Seyahatim boyunca,

1-5 / Ocak / 20xx tarihlerinde Madrid,
5-9 / Ocak / 20xx tarihlerinde Barcelona,
9-13 / Ocak / 20xx tarihlerinde Valencia,
...
23-28 / Ocak / 20xx tarihlerinde Paris'te olacağımı taahhüt ederim.

Seyahatim boyunca tüm masraflarım babam/annem olan sponsorun adı soyadı tarafından karşılanacaktır.

Bilgilerinize arz ederim.

Adınız, soyadınız
İmzanız

İspanya Schengen'i İçin Sponsor Dilekçesi Örneği


İspanya'dan öğrenci olarak turistik vize almanız için gereken sponsor dilekçesini şu şekilde hazırlayabilirsiniz:




İspanya Konsolosluğu Vize Bölümü’ne
Tarih

Oğlum/kızım olan buraya tc kimlik numaranızı yazacaksınız kimlik numaralı buraya adınızı yazacaksınız’nın buraya seyahat günlerinizi yazacaksınız tarihleri arasında yapacağı yurtdışı seyahati boyunca konaklama, ulaşım, sağlık ve diğer tüm masraflarının tarafımdan karşılanacağını taahhüt ederim.

Saygılarımla,

Sponsorun adı soyadı
İmzası

Camino'nun Ruhu ve Mucizeleri

El Camino de Santiago Yolu
El Camino de Santiago herkes için aynı şeyi ifade etmez. Herkes farklı bir amaçla kendi yolunda ilerler. Bazısı aradığını bulurken, bazısı "Bu muydu yani, yürüdüm ve bitti." diyebilir. Önemli olan ise; 'yolun ruhuna inanmaktır'. Etrafında olan mucizelerin farkına varmak için ne aradığını bilerek gitmek, amaçlarını, nelerden kurtulmak istediğini bilmek, bunu başarabileceğine inanmak gerekir.

Yüzyıllardan beri peregrinolar inandıkları bir amaç uğruna bu yola çıkıyorlar. İstediklerinin gerçekleşmesi için aradıkları mucizeyi bu yolda buluyorlar.

Çok sevdiğim ve bana gerçekten verdiği ilham ile yardımcı olan bir Alman arkadaşımın başına gelenleri anlatmak için ondan izin istedim. Beni kırmadı ve Camino'yu yürüdüğü sırada arkadaşına gönderdiği bu maili çevirip sizlerle paylaşmam için izin verdi.

Yazıyı okurken bazı kavramları anlamanıza yardımcı olması için Cruz de Ferro yazısına da göz atmanızı öneririm.

Buen Camino

Camino de Santiago boyunca yaşayabileceğiniz mucizeler
"To my dear friend, Angela..."

Biliyordum ki doğruluğun, iyiliğin, güzelliğin yolunda ilerliyordum ve o yüzden bu deneyim hakkında doğruları anlatmam gerekiyor...

Bana cesaret veren yakınlarım olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. Yolda edindiğim bilgeliğin yanında 'evimden', beni seven insanların olduğu yerden de çok yardım aldım. Baskı altındaydım ve biliyordum ki bazı şeyleri 'yanlış' yapıyordum. Hayatta karşılaştıkları sorunlara karşı nasıl davrandıklarını dinlediğim insanlar oldu ve geçmişimde yaptıklarım aklıma geldikçe, "Ben bunu asla yapmamıştım!" dediğim anlar oldu. Hatta diyebilirim ki, son beş haftayı bunu düşünerek geçirdim. Yaşadıklarımı düşünmem için bana bir fırsat oldu.

Yol boyunca bana gönderilen iki mail beni çok etkiledi. Bir tanesi çok sevdiğim yeğenimden gelmişti. "Hiç düşündün mü, bu yolu yürümenin amacı sadece yürümek mi? Sadece yeni insanlarla tanışmak veya yürüyerek seyahat etmek? Belki de bir amaç aramamıza gerek yoktur... Bazen sadece kendimizi akışına bırakıp gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yürüyerek dünyayı tanıyabiliyor olmanın tadını çıkart. Gerçekten düşünülmesi gereken bir konu!"


Bu benim için her şeyin yolunda olduğunun bir göstergesiydi. Yavaşladığım günler oldu, o zamanlarda da Beatles'tan 'Let it Be' şarkısını kendi kendime söylüyordum. Eklemem lazım ki, bu muhteşem deneyimi edinebildiğim için çok şanslıydım.

Neden Camino de Santiago?
Diğer mailde ise, bana hayatımda gereksiz yer kaplayan her şeyi
Camino boyunca teker teker hayatımdan çıkartmam ve kendime boş alanlar yaratmam öneriliyordu. Sadece yeni şeyler kazanmayacaktım, geride bıraktıklarım da olacaktı ve kendi benliğimde boş yerler edinecektim. Duymam gereken de tam olarak buydu. Çok doğruydu ve önce algılayıp sonra uygulayabileceğim şekilde ifade edilmişti. Bunu kendimce uygulamaya çalıştım ve ihtiyacım olan da tam olarak buydu.

Fransız Yolu'nun en yüksek noktasındaki Cruz de Ferro'da insanların yanlarında getirdikleri taşları bırakmaları bir gelenek olmuştu. Bu taşlar hayallerini veya hayatlarında onlara yük olan sorunlarını temsil ediyordu. En yakın kasaba olan Rabanal del Camino'dan sonra 6 kilometrelik bir yokuşu çıkarak erişilebiliyordu ve önceki akşamı bu kasabada geçirenlerin heyecanı üst seviyedeydi. Cruz de Ferro'ya erişecekleri o büyük gün ile alakalı hepsinin beklentileri farklıydı. Benimse amacım oraya tek parça halinde erişmekti. Ayrıca bana mailde önerilenleri uygulamaya başlamıştım.


Cruz de Ferro
O gece gerçekten kötü bir rüya görmüştüm. Ön dişlerimden üçü düşmüştü! Umutsuzca onları arıyordum ve sonradan dilimin üzerinde durduklarını farketmiştim. Bu rüya beni gerçekten korkutmuştu ve Cruz de Ferro'ya kavuşacağım 'büyük günden' önce bu rüyayı kesinlikle hatırlamalıydım.


Sabah yola çıkmadan önce bu rüyayla alakalı tüm tabirleri araştırdım. Hepsi benim o andaki hayatımla, yaşadıklarımla alakalıydı. "Kişisel gelişim, kaybettiklerine bakma fırsatı, gücün ve öz saygının sembolü. Yeniden doğuşun ve yeni bir hayata başlamanın acı dolu olabilecek sürecinin göstergesi." Rüyamda yaşadığım bu sıkıntılı olay, benim için evrenin bana birşeyler söylemeye çalıştığına dair bir umuttu.


Cruz de Ferro'ya doğru ilerlerken aklımda çok fazla düşünce dolaşıyordu. Hayatımda ihtiyacım olan boşlukları nasıl yaratabileceğimi düşünüyordum. Birden bu kadar düşünceyle boğuşunca kendimi duygusal bir bataklık içinde buldum. Haçın önüne geldiğimde orada sadece 6 kişi vardı ve kendimize yeteri kadar vakit ayırabilmiştik. Tam da beklediğim ve hayalini kurduğum gibi bir yerdi. Yola çıkmadan önce Almanya'dan yanıma üç tane taş almıştım ve bütün yol boyunca bu taşları çantamda taşımıştım. Benim için neyi sembolize ettiklerini tam olarak bilmiyordum ama taş yığınının üzerine çıktığımda bir anda neden bu taşları yanımda taşıdığımı anlamıştım. Hayatımda gereksiz yük olan her şeyi ifade eden bu küçük taşları bıraktığım anda ağlamaya başladım. Korkmamam gerekiyordu, gelecekte her şeyin daha iyi olacağına dair inancım tamdı. Aşağıya indiğimde hala daha ağlamaya devam ediyordum ve sessiz bir şekilde tek başıma bir süre daha oturup bekledim...


Camino de Santiago'da neyi amaçlamak lazım?
Reliegos'tan Mansilla de las Mulas'a doğru yürümeye başlamıştım ve Güneş yeni doğuyordu. Yol sert bir toprak patikaydı ve dardı, ortasında da bir çizgi halinde çimen vardı. Bir anda hemen önümde bir şey olduğunu farkettim. Küçük bir serçeydi. Bu küçük kuşa doğru yavaş yavaş adım atmaya başladım ve attığım her adımda onun kaçmadığını gördüm. Sanki uçmak istiyordu ama bir sebepten dolayı olduğu yerde duruyordu. Yavru olduğundan veya yaralı olduğundan emin değildim. Bu küçük kuş ile aramda bir bağ olduğunu hissettim ve sanki bana arkadaşlık etmek istediği hissine kapıldım. Tam yanına geldiğim sırada yavaşladım ve onu elime alacak kadar yakınlaştım. O sırada iki insan ortaya çıktı ve aramızdaki tüm bağlantı bir anda koptu. Küçük kuş korkuya kapılarak çalıların arasına kaçmıştı. Bu iki insan geçip gittikten sonra yardım için bağırmaya başladı. Bu olay günlerce aklımı kurcaladı ve ne anlama gelebileceğini düşünmeye başladım. Hayvanların bize değişik şekilde düşündüklerini anlatmaya çalıştıklarına ve mesaj vermeye çalıştıklarına inanıyordum. Birbirimize bu kadar güvenmemiz benim için çok önemliydi. Özgüvenimin yerine gelmesi için bir fırsattı ve hayatımda değiştirmek istediklerim için de bana bu gerekliydi.

İki gece önce odamı 3 kişiyle paylaşıyordum. İkisi Madrid'den yeni gelmişti ve yolculuklarına ertesi gün başlayacaklardı. Tek başıma otururken yanıma biri geldi ve İspanyol bir rahibin ayinine katılmak isteyip istemediğimi sordu. Bu rahip Madrid'den gelen oda arkadaşlarım ile çok yakın görünüyordu. Sonradan öğrendiğime göre bu kişi onların ait olduğu kilisenin rahibiymiş ve Madrid'den buraya onlara sürpriz yaparak Cruz de Ferro öncesi ayin vermek için gelmiş. Bu yaptığı beni gerçekten etkilemişti.


Camino ruhuna inanmak
Rahip iri yarı, genç biriydi ve etrafına sevgi saçıyordu. Gerçekten iyi birine benziyordu. Herkes ayinin yapılacağı dışarıdaki masanın hazırlanması için yardım etti. Peçeteler, taşlar ve çeşitli dini semboller masaya yerleştirildi. Ardından Pablo cübbesini giydi ve ayine başladı. Okuduğu duaları telefon uygulaması sayesinde İngilizce olarak söylemesi için iki kişiden yardım istedi ve bu güzel ayin masmavi gökyüzünün altında bir avuç hacının katılımı ile gerçekleşti.


Benim için gerçekten kutsal bir andı. Yol boyunca kendime biraz vakit ayırıp sessiz bir yerde olmak için birkaç ayine katılmıştım ve çoğunda gittiğim küçük kiliselerdeki savurganlık ve lüksten dolayı sinirlenmiştim. Kiliselerin daha gerçekçi ve sade olması gerektiğine inanıyorum. Dışarıda, bir dağın tepesinde, bütün Gaudivari sanattan uzakta yapılan ayin gerçekten ruhani bir deneyim olmuştu.

Görünen o ki, tüm Dünya'da aynı şekilde İncil'den bölümler okunuyor. Ayin sırasında rahip Luka İncili'nden bir bölüm okudu.
"Beş serçe iki meteliğe satılmıyor mu? Ama bunlardan bir teki bile Tanrı katında unutulmuş değildir. Nitekim başınızdaki bütün saçlar bile sayılıdır. Korkmayın, siz birçok serçeden daha değerlisiniz." Bunu duyduğum anda ağlamaya başlamıştım. Evren kesinlikle benimle konuşmaya çalışıyordu.
Camino'da yeni bir hayata adım atmak

Camino'yu bu sebeple yürüdüğümü söyleyemesem de, eminim ki bu mesajı almak için doğru zamanda doğru yerdeydim. Korku, huşu ve şaşkınlık ile dolmuştum! Hayatımdaki gereksiz şeylerden kurtularak oluşturduğum bu boşluk sanırım giderek büyüyor ve sadece diyebileceğim, kendine dikkat et Dünya!

Santiago'ya vardıktan sonra yola devam etmeye karar verdim. Dünya'nın sonunu görebilmek için Finisterre'ye kadar yürüyeceğim. Fazladan yürüyeceğim 90 km'de yaşayacaklarımı ise bilemiyorum.

Barbadelo'dan sevgi ve selamlar...

Not: Bu yazıdaki olaylar gerçekte yaşanmıştır. Camino de Santiago özünde Hristiyanların bir hac yolu olmasına rağmen her dinden insan kendi amaçları doğrultusunda bu yolu yürüyebilir, yürüyen herkes yol sırasında birbirine saygı gösterir.

9 Haziran 2015 Salı

Seyahatte Ayakkabı Tercihi

Seyahatlerde ayakkabı seçimi
Seyahatlerde dikkat edilmesi gereken konulardan biri de ayakkabı tercihi. Rahat olmayan ayakkabılar başınıza binbir türlü dert açacaktır. Her şey yolunda giderken bilek burkulmaları ya da su toplamış ayaklar canınızı sıkabilir.

Gündelik spor ayakkabılar maalesef her zaman ihtiyacı karşılamaya yetmiyor. Bir süre sonra yeter artık deyip ayakkabısını çöpe atan ve seyahatinin ortasında yeni ayakkabı almak zorunda kalan çok fazla insana denk geldim.

Özellikle Interrail sırasında sırtınızda ağır yük varken uzun mesafeler yürümek zorunda kalacaksınız. Rahat ayakkabıların nimeti bu zamanda anlaşılacak.

Trekking yapanlar, yürüyüş parkurlarına gidenler veya benim gibi El Camino de Santiago'ya gidecekler ise daha dikkatli olmalı. Su toplamış bir ayağın verdiği eziyet ve sizi yavaşlatması çok pahalıya mal olabilir.

Ayakkabı ayağınıza her zaman tam oturmalı. Çok sık olduğunda ayağınızı vurabilir, geniş olursa da ayağınız ayakkabının içinde çok fazla hareket alanı bulacağından sürtünme artar. Bu da su toplamalarının nedenlerinden biridir. Ayrıca özel bağcık bağlama yöntemlerini de araştırmanızı öneririm.


Ayaklarınız çok uzun süre ayakkabının içinde
kalırsa bir süre hava almalarında fayda var
Uzun süren araştırmalarımdan sonra Merrell marka ayakkabı kullananlarınların çok olumlu yorumlarına denk geldim. Rahatlığı, asla sıkmaması, hava sirkülasyonunu sağlaması, çabuk kuruma özelliğinin olması ve su toplamayı engellemesi benim için Merrell almama yeterli sebeplerdi. Üstelik bu kadar özelliğe rağmen fiyatlarının da normal bir ayakkabı seviye olması da işime gelmedi değil.

Türkiye'de Merrell markasının ayakkabılarını satan bazı firmalara denk geldim ve bunlar arasından evime en yakını olan Büyük Beşiktaş Çarşısı'nın alt katındaki Adrenalin'e gidip ayakkabıyı denemeye karar verdim.

Mağazada her türlü outdoor ürününün yanında farklı farklı modellerde Merrell ayakkabılar da vardı. Çalışanların da inanılmaz yardımı ile en rahat edeceğimi düşündüğüm Waterpro Ultra Sport modelini aldım. Almanya'dan başlayıp bisikletle 1 yıllık Dünya turuna çıkan bir gezgine denk gelmek de çok güzel bir tesadüf oldu.


Bir süredir bu ayakkabıyı deniyorum ve şimdilik sorun çıkartmadı bana. Camino boyunca da bu şekilde rahat edersem, muhtemelen yeni bir bağlı müşteri kazanmış olacaklar. Eğer siz de seyahatleriniz için ayakkabı tercihinde kararsız kaldıysanız, Merrell'i öneririm.
 
Benimle beraber 800 km yürüyecek olan ayakkabı
Unutmamanız gereken son nokta, özellikle uzun mesafe yürüyüşlerine çıkmadan önce ayakkabılarınızı uzun süre kullanmanız gerektiği. Ayakkabı, ayağınızın şeklini tam olarak aldıktan sonra böyle seyahatlere çıkmak gerekiyor. Yeni alınan ayakkabıları tabiri caizse eskitmeden uzun mesafelerde performans almaya çalışmanız, rahatsızlıklara çıkartılmış davetiyedir.

7 Haziran 2015 Pazar

AliExpress

Bedava kargosu ile gönlümü kazanan firma: AliExpress
Çin ihracat hamlesine başladığından beri tüm dünyada ürünlerin fiyatı ucuzladı. Bu da tüketicinin işine geldi. Kalite belki istenilen seviyelere gelemese de, fiyatın ucuzlamış olması "Denemekten zarar çıkmaz, en fazla birkaç kere kullanır, atarım." düşüncesini akla getiriyor. Ayrıca, e-ticaret şirketlerinden alışveriş yapmak bazen çok daha yararımıza olabiliyor.

Pazaryeri mantığı ile çalışan AliExpress'ten bahsetmek istiyorum size. Çin menşeili bu sitenin mantığı, devasa bir alışveriş merkezi olması, içindeki dükkanlara da üreticilerin ya da ticaret yapanların yerleşmiş olması. Yani ürünler direkt olarak AliExpress'ten değil, içindeki mağazaların sahipleri tarafından size gönderiliyor.

Hem Çin'den kaynaklı ucuzluk, hem de rekabetin yüksek olmasıyla fiyatlar inanılmaz düşük. Bu da sizin işinize gelecektir. Ayrıca en önemli özelliklerinden biri de; "bedava kargo". Binlerce kilometre uzaktaki ürünler size bedava kargo ile geliyor.

Fermuralı kemer,
seyahat kemeri
Şimdi gelelim işin seyahat kısmına... Bu olay bizim seyahatlerimizde ne işe yarayacak? Türkiye'de bulamadığınız, bulsanız da çok pahalı olan bir ürün var. Ve alsanız verdiğiniz paraya değmeyecek, biliyorsunuz. Aynı ürün AliExpress'te de vardır. Çok daha ucuza temin edebilirsiniz.

Ben de bu siteyi şimdiye kadar 3 kere kullandım ve hiç sıkıntı yaşamadım. Aldığım ürünler tam da görselinde olduğu gibiydi.

Örnek 1) AliExpress'i ilk kullanmam seyahat kemerim sayesinde oldu. Daha önceden öğrendiğim bir yöntem olan içi fermuarlı kemerlerden almak için internette araştırma yapıyordum. Aradığımı bu sitede buldum ve sadece 10 Lira vererek ürünü aldım. 15 gün sonra ürün elimdeydi ve tam da istediğim gibiydi.

Kulak tıkacı
Örnek 2) Kemerin ardından artık sıra gelmişti başka bir alışverişe. Gerçekten bedava kargonun sınırını merak ettim ve fiyatı sadece 2.5 Lira olan kulak tıkaçlarından aldım. Kargonun gelmesi uzun sürse de 30 gün sonra elimdeydi.

Örnek 3) Artık siteye karşı güvenim tamdı. Türkiye'de 40 Lira civarında bulabileceğim bir ürün vardı. Hatta bu ürünün Türkçesi bile yok ya da ben bilmiyorum. "Backpack cover", sırt çantası kılıfı olarak çevirebileceğim bu ürün, yağmurlu havalarda çantanızın ve içindekilerin ıslanmasını engelleyen bir kılıf. 12 Lira'ya verdiğim siparişimin bana gelmesi sadece 14 gün sürdü.

Sırt çantası kılıfı

Özetle: Eğer seyahat alışverişi yapmak istiyorsanız ve biraz olsun kargoyu beklemeye vaktiniz varsa, aradığınız tüm ürünleri çok daha ucuza temin edebilirsiniz. E-ticaretin rekabetten doğan ucuzluğunu yakalamak sizin elinizde. Yine de dikkatli olmakta fayda var, güvenilir satıcıları ve daha önce yorum yapılmış ürünleri tercih etmenizi öneririm.