5 Eylül 2015 Cumartesi

Pamplona San Fermin Festivali

Pamplona - San Fermin Festivali
Bembeyaz kıyafetlerin, kırmızı fularların şehri Pamplona... Tamamen tesadüfi olarak San Fermin'in son gününde Pamplona'da olacağımı öğrenmemle birlikte aşırı heyecanlandım! Yıllardır bu festivalde olmak istiyordum ve şans benim yanımdaydı. Boğaların koşuşunu kaçırsam da, şehrin festival atmosferini yaşamak için birkaç saat bulabildim.

Sabahın erken saatlerinde boğaların koşuşundan, gecenin ilerleyen saatlerinde herkesin sarhoş olduğu ana kadar devam eden San Fermin'e gelmeden önce, hakkında birkaç şey duymuş ve inanmamıştım. Şehirdeki dükkanların bir yılda yaptıkları cironun aynısını bir haftalık festivalde yapmaları, katı kıyafet kuralı ve istisnasız herkesin sarhoş olması gibi. Ama gelip gördükten sonra tamamen doğru olduğunu fark ettim.

San Fermin sırasında Pamplona
sokakları
Şehir festivalle birlikte o kadar kalabalıklaşmış ki, yoğun olmayan öğlen saatlerinde bile adım atacak yer bulmak zorlaşıyor. Dünya'nın dört bir yanından gelen turistler, yerliler ile karışıp etrafta festivalin kıyafetleri ile dolaşıyor. Bütün şehir sanki anlaşmış gibi sadece beyaz kıyafet ve kırmızı fular ile dolaşıyor.

Kalabalık bu kadar fazla olunca tabi şehir esnafının da yüzü gülüyor. Ancak esnaf da fırsattan çok iyi istifade ediyor. Şehir, festival zamanında o kadar pahalı ki, normal fiyatların iki katını vermeye razı olmak zorundasınız. Tabi her yer aynı değil... Büyük marketler ve pazarlarda fiyat açısından çok da fazla bir değişiklik olmuyor.

Şehirdeki boğa arenası

Özellikle otellerin pahalı olması sebebiyle, sokakta yatmak isterseniz, geçip bir köşeye kıvrılın. Pek çok insan da bunu yaptığı için bir sıkıntı olmayacaktır.

Adım atacak yer yok
Pamplona, normalde büyük bir şehir olsa da, festival şehrin kısıtlı bir alanında yapılıyor. Gezmek isteyenler yürüyerek birkaç saat içinde bu alanı bitirebilirler. Tüm eğlence de bu alanın içinde. Sokak sanatçıları, bandolar, muhabbet edip içkilerini yudumlayan insanlar...

Festivalin gece nasıl olduğunu görmesem de, görünen köy ve kılavuz kadar açık her şey. Biralar, tintolar, sangrialar havada uçuşuyor. Buna rağmen şehrin temizliği beni inanılmaz şaşırttı. Görevliler o kadar çok çalışıyor ki, inanmak mümkün değil. Yerel bir eczacı bunun sebebini açıkladı: "Bizim için her şey turistlerden ibaret. Eğer başına bir şey gelirse sen bir daha gelmezsin, arkadaşlarına da söylediğinde onlar da gelmezler. O zaman da para kazanamayız."

Beraber çekildiğimiz selfie
Eğlenmek mi? İstediğiniz her yerde. Suratı asık insan görmek imkansıza yakın. Şehirde selfie çekerken arkamdan gelip fotoğrafa giren üç Fransız, hallerinden o kadar mutluydu ki anlatamam. Bir süre kendileri ile vakit geçirdim, Türk olduğumu duyduklarında yüzlerindeki şaşkın ifadeyi anlatamam.

San Fermin'in esas özelliği olan boğa koşusu ve gece eğlencesini göremesem de, keyifli birkaç saat geçirdim. Şu anda Saint Jean Pied de Port'a giden otobüsten yaşadığım ve gözlemlediğim olayları yazıyorum. Sırada, seyahatimin en büyük amacı olan Camino de Santiago var.

Şehirde dolaşan bandonun vidyosu:

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder